’Kisa öyküler yazar Sevim Ak. Okuyup hemen tüketiverirsiniz. Ama öyküden basinizi kaldirdiginizda yüreginizde biraktigi tat uzun süre sakli kalir. Pembe Kusa Ne Oldu öyküsünde, çocuk, gökkusagini ve gökyüzünden gelen sesi paylasabilecegi birini arar; ancak, ona kimse inanmaz. Gögsünde tasidigi pembe kusunu gökyüzüne salar. Kus, ona gökyüzünden haber getirecektir. Günlerce beklenen kus geri dönmez. Ama baska seyler olur. Ayni sesi duyan bir arkadas bulur. Iste ondan sonra ne kustan ne de gökkusagindan hiç söz edilmez artik. Aranan, duygulari paylasabilecek bir dosttur. (...) Eski Bir Çin Kuklasi adli öyküde, çocuk, dükkanda gördügü bir Çin kuklasina sahip olmak ister, ancak antikaci onu satmaz, ama diledigi zaman gelip görebilecegini söyler. Çocuk bir gün gene antikaciya ugradiginda kuklayi göremez. Antikaci kuklayi satmamistir. Kukla kaybolmustur. Üstelik hirsiz girdigine dair bir belirti de yoktur. Çocuk yillarca kuklanin özlemini yüreginde tasir, ta ki bir gün kitapçida kitaplara bakarken duydugu bir sese kadar. Bir kitap ona seslenmektedir. Kitabi eline aldiginda, onun kayip kuklanin öyküsü oldugunu görür.