Saglik konusu ilk bakista, genis kesimler tarafindan tamamen tip konusu gibi algilaniyor. Konuya daha yakindan bakabilenler ise hemen görebiliyorlar ki tip aslinda herhangi bir saglik sorununun en son asamasinda ise karismaktadir. Bireylerin sagligi tip meselesi haline gelene kadar birçok asamadan geçmekte ve baska birçok bilimsel alanin konusu olabilmektedir. Bu durum Bati'daki özellikle ABD'deki üniversitelerce çok önceleri iyice kavranabilmis olmasindan dolayidir ki bu ülkelerde saglik sorunlariyla ilgilenen tibbiyenin disinda birçok dal ve sayilamayacak kadar çok arastirmaci bulunabilmektedir.
Bu kitabin ilk yayimindan sonra ülkemizde de ciddi sekilde sosyal bilim arastirmacisi saglik sorunlarina yönelmeye baslamistir. Her yil konuya iliskin bazi kitaplar ve arastirmalar yapilmakta ve yayimlanmaktadir. Saglikli olmanin yolu aslinda sagligimizi yitirmemekten geçmektedir. Böyle bir zeminin olusturulmasi ise ancak sosyal bilimlerin çok daha aktif olarak ülke sorunlarinin çözümünde yer tutabilmesi ile mümkün olabilecektir.
“Saglik”a sosyal bilimlerce yaklasmak ekonomik bakimdan çok da gelismemis olan ülkemizin kaynaklarinin korunmasi bakimindan da önem arz etmektedir. Yatirimlarimiz çogunlukla hasta olan bireylerin nasil hayata döndürülebilecegine yöneliktir, örnegin yeni yeni hastaneler insa etmeye devam ediyoruz. Oysa modern toplumlar bunun tersine bireylerin nasil olup da hastalanmamalarinin saglanabilecegi üzerine odaklanmakta ve saglik politikalarini bu noktada gelistirmektedirler. Bu anlayisin gelismesi sosyal bilimlerce çok daha iyi yapilabilmektedir. Ülkemizin saglik sorunlarinin çözümünde daha etkin olabilmek için sosyal bilim bilgilerinin özellikle idareciler tarafindan kesfedilmesi gerekmektedir. Elinizdeki bu kitap insanlarimizin saglik sorunlarinin daha iyi ve daha genis bakis açilariyla kavranmasina yardim edecek niteliktedir.